The Assessment izle (2025)

Yorumlar (15)

Sadece kayıtlı üyeler yorum yapabilir. Bir kaç saniye içerisinde kayıt olabilirsiniz.

Burak_Cakar adlı kullanıcı Burak_Cakar

Guzel film iyi oynamislar

Karalzic adlı kullanıcı Karalzic

The Assessment, minimalist anlatımıyla az konuşup çok şey söyleyen bir bilimkurgu dramı. Kariyerinin en ilginç seçimlerinden birini yapan Alicia Vikander, duygusal sınırları sonuna kadar zorlayan bir dünyada, insan kalabilmenin inceliklerini başarıyla perdeye taşıyor. Film, distopik bir gelecekte geçiyor. Sistem, bireylerin duygusal uyumluluğunu ve yaşama değerlerini “ölçüm” adı verilen süreçlerle değerlendiriyor. Bu dünya çok tanıdık ama bir o kadar da yabancı. Yönetmen (filmdeki isme göre özelleştirilebilir) izleyiciyi klostrofobik bir atmosfere hapsetmekten çekinmiyor, ancak bunu abartıya kaçmadan, neredeyse teatral bir sadelikle yapıyor. Renk paleti, ışık kullanımı ve kamera tercihleri, karakterlerin iç dünyasını yansıtmada oldukça etkili. Alicia Vikander, duygusal derinliğiyle filmin omurgasını oluşturuyor. Sessizliklerde bile çok şey anlatabiliyor; gözleriyle konuşuyor, seyirciyle bağ kuruyor. Ne yazık ki aynı şey Elizabeth Olsen için söylenemiyor. Normalde oldukça yetenekli bir oyuncu olan Olsen, bu kez karakterinin içsel çatışmalarını izleyiciye geçirmekte yetersiz kalıyor. Özellikle duygusal kırılma anlarında yüzeysel kalan tepkileri, filmin genel derinliğiyle uyumsuz bir izlenim yaratıyor. Onun canlandırdığı karakterin varoluşsal sorguları inandırıcı olmaktan çok yapay ve ezberlenmiş hissi veriyor. Olsen sanki rolüne inanmıyor da sadece iyi görünmeye çalışıyor gibi… Bu da seyirciyle arasına görünmez bir mesafe koyuyor. Yine de The Assessment, içerdiği felsefi katmanlar, sade ama çarpıcı dünyası ve düşündürücü finaliyle izlenmeye kesinlikle değer. Sistem-insan çatışmasını günümüz dünyasına bir ayna olarak sunarken, bunu seyircinin zihnine kazınacak sahnelerle yapıyor. Filmin bazı anları, düşündürmekten çok hissettirmeyi başarıyor — bu da bilimkurgunun nadiren yakalayabildiği bir meziyet. 🔍 The Assessment, insan ruhunun algoritmalarla ölçülmeye çalışıldığı bir çağda, hissetmenin ne kadar devrimci bir eylem olabileceğini hatırlatıyor. Elizabeth Olsen’in donuk performansına rağmen, film bütün olarak izleyiciye derin ve unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Matadorus adlı kullanıcı Matadorus

Filmi izledim.kritiğiniz tam filmi ve anlatmak istediğini açıklamış.yorumunuza sağlık.

HGSEET adlı kullanıcı HGSEET

Izledim ama tavsiye etmiyorum :)))

Tanerkorkmaz adlı kullanıcı Tanerkorkmaz

Keşke izlemeyip tasviye etseydin.

nosmanli adlı kullanıcı nosmanli

ilk basta anlasilmiyor biraz sabredip karirirsaniz guzel bir film sublimeyal mesajlar var..tavsiye ederim

Cehennemciyiz adlı kullanıcı Cehennemciyiz

Bu yorum spoiler içeriyor! Yorumu görmek için tıklayın.

Ya ne balli zenciler var..biz 1 beyaz hatun bulamiyoz, adam ikisini goturdu

Tanerkorkmaz adlı kullanıcı Tanerkorkmaz

Çok güzel bir film, bilimkurgu ağırlığından ziyade psikolojik ögeler daha hakim filme, amaç sizi allak bullak edip uyanmanız için sert bir tokat atmak, iklim krizleri, gıdaya erişim, eğitim kalitesi, hukuksuz ve adaletsiz kısacası post apokaliptik (kıyamet sonrası) bir dünyayı hazırlıyoruz tüm insanlar el ele vererek, bu hazırladığımız dünyaya bir bakteri gibi üreyerek daha fazla mı zarar vereceğiz, yoksa durup her sorunu insanı kamil bir bakış açısıyla düzelttikten ve hayatın kıymetini anlayarak mı yaşayacağız... Seyredilesi ve üzerinde düşünülmesi gereken bir film.

mehmetonal adlı kullanıcı mehmetonal

Bu yorum spoiler içeriyor! Yorumu görmek için tıklayın.

olayın gruba bağlanması an meselesi.

Aslinda_Bosver adlı kullanıcı Aslinda_Bosver

Bir güç zehirlenmesi yaşıyor insanlık. Kocaman gezegeni oyun sahası haline getirmiş durumda. Gerçek güç sürdürülebilir bir yaşam inşa etmektir. Kolaycılık sadece kısa vadede işe yarar. Sonucu ise hep kıyametle sonuçlanır. Oysa cennete giden tüm yollar uçurumlarla doludur. Para ve mutluluğu temel alan türlerin yaşamı sabun köpüğü anlık ve kısadır. Yaşamın temeli zararsız ve sürdürülebilir olmalı. Tüm diğer türlerin yaşamını da en az kendimizin ki kadar eşit ve kutsal olarak görmeliyiz. Yoksa göreceğimiz tek sonuç bu filmdeki gibi olur.

hzlbld adlı kullanıcı hzlbld

bırak diğer türleri kendi türünden kendi inancı veya görüşünde olmayana yaşamayı hak görmüyor insanlık, başka türlere saygı sevgi hep lafta, kendi ırkımızla olan 'savaş' bitmeden diğer canlılarla barış yapabileceğimizi düşünmüyorum. O da anca ütopik filmlerde

astor adlı kullanıcı astor

çok iyi

cumhurcemoglu adlı kullanıcı cumhurcemoglu

Tamamıyla hüsran. İnanmayan izlesin

cumhurcemoglu adlı kullanıcı cumhurcemoglu

Üstadım ben hiç beğenmedim. Yani bana hitap etmedi

diesel adlı kullanıcı diesel

İzlemiicem ama size inandığımdan değil hocam.